Tuesday, 18 May 2010

BEN TESADÜFÜN ÇEVİK, ÇALIŞKAN VE İÇİNDE ÜMİT BENAN OLANINI SEVERİM.

"Bir rüya gördüm, İstanbul sokaklarında herkes Ümit Benan giymişti," dedim. Dediğimin ertesi günü nasıl bir tesadüftür ki (nasıl?), Ümit Benan'la emaille röportaj yaptım. Here it is...


“İnsanları kıyafetlerimle rahatsız etmek istiyorum” dediğini biliyorum. Bense yaşadığımız bu rahatsız dünyaya senin biraz nefes aldırdığını düşünüyorum. İstanbul sokaklarında bütün erkekler Ümit Benan’larla dolansa gibi gündüz rüyalarım var mesela... Benim gibi rahatsız olmayanları rahatsız etmek için B planın var mı?

Kafalarını karıştırıp her şeyin göründüğü gibi olmadığını göstermek amacım. İnsanların kurallara göre düşünce tarzı olmasın istiyorum. Sokaklar Ümit Benan’larla dolsa güzel olur, ama önemli olan insanların rahat, kendine güvenli ve iç huzura sahip olması. Bunun da hayat boyu çoğunlukta olabilecek bir şey olduğunu zannetmiyorum.


Kim daha özgür? Bunları yaratan sen mi, yoksa onları giyenler mi?

Kesinlikle ben. Hayalimdeki projeleri yapıp insanlara mesaj verebildigim için... Giyenler mutludur, ama benim kıyafetimi giyip özgür hissettiklerini zannetmiyorum. Özgürlük insanın içinde olmalı.


Sence neden bu kadar “anında” bir ilgiyle karşılaştın? Gerçek bir trendsetter olduğun için olabilir mi?

Çok güçlü ve direkt bir vizyonum var. Yaptığım her koleksiyonu veya hikayeyi sonuna kadar yaşıyorum. İşime karşı sevgimi ve tutkumu görüyolar. İnsanların baktığı yöne bakmıyorum. O sezon ne gider, ne moda, ne iyi satar, hiç düşünmeden kendi yolumda gidiyorum.


Senin işlerini en iyi anlayacakların Japonlar olduğunu veya olacağını tahmin ediyorum. Nedir durum, var mı böyle bir saptama yapabilmek için yeterli veri? Yoksa senin öngörülerini almak isterim...

Japonya markamı en fazla büyütmek istediğim ülke. Bana göre dünyanün en iyi giyinen erkekleri Japonlar. Şu anda en iyi 4 mağazasında satılıyor Ümit Benan. Fakat çok daha fazla büyümek isterim. Hiç gitmedim ama insanlarını iyi tanıyorum. Bana göre Japonlar moda dünyasında yeniliğe en açık insanlar.


Defile yapmayı sevmiyorsun. Son koleksiyon gösterimin de tamamen aykırı ve ses getiren bir yöntemdi. Bunu duyunca şöyle bir şey canlandı benim kafamda: Retired Rockers giyen bir başrol oyuncusu, sen yazıp yönetiyorsun. Çok uzak ihtimal mi sinema senin için?

Genelde sinema yöntemiyle koleksiyonumu hazırlıyorum. Her koleksiyonda bir başrol oyuncum ve onun üzerine kurgulanmış bir hikayem var. O oyuncu veya oyuncular sayesinde kendi hayat felsefemi insanlara anlatıyorum.


Birol Ünel, Ahmet Ertegün, Okan Bayülgen bu kıyafetlerle pek bir rahat ederlerdi sanki. Kimler giyiyor Türkiye’den ve dünyadan? Bildiğimiz isimler var mı?

Bahsettiğin 3 kişi de benim felsefeme ve tarzıma uyan insanlar. Kesinlikle beni çok sevindirir Ümit Benan giyerlerse. Türkiye’de ilk defa bu sezon Atelier 55’de satılacak kıyafetlerim. Onun için, göreceğiz kim sever. Onun haricinde Istanbul’dan bayağı arkadaşım özel sipariş veriyor. Tabii babam ve abim sadece Ümit Benan giyiyor. Dünyada moda çevresinden giyen insanlar var; Robert Rabensteiner (L'Uomo Vogue moda editörü), Michael Roberts (Vanity Fair moda editörü), Noona Smith-Petersen (Fashion PR), Anna Dello Russo ( Japonya Vogue Genel Yayın Yönetmeni) ve bunun gibi birkaç kişi daha.


Lüks kavramı tepetaklak oldu. Yeni zenginleri bunun dışında tutuyorum elbette ama, gerçek lüks artık gizleniyor. Dostoyevski’nin Delikanlı’da bir ifadesi vardı: En büyük güç, karşındaki kişinin sende olduğunu farketmediği ve senin sahip olduğun güçtür. Lüks de biraz böyle artık, ne kadar gizli olursa o kadar güçlü ve tatminkar. Senin beyaz üstüne beyaz logon da biraz Dostoyevski mi kokuyor?

Evet, tamamen bu felsefeden yola çıktım. Artık kimse üstünde ne olduğu, ne kadar pahalı olduğu anlaşılabilecek kıyafetler giymek istemiyor. Eskiden Milano’da Versace mağazasından 15-20 paketle çıkan alışveriş hastaları görürdüm. O insanlar halen var ama tarz değiştirdiler. Daha mutevazılar; çünkü gücünü gösterip fazla göze batmak istemiyorlar.


L'Uomo Vogue ve Pitti Immagine’nin düzenlediği “Who is on Next”te birinciydin. Peki, “What is Next?”

Kafamda çok proje var, fakat gerçekleştirmek için zaman gerekiyor. Şu anda tek düşündüğüm sey yeni koleksiyonun fotoğraf çekimi ve sunumu.


Seninle ilgili her şeyi çok merak ediyorum. Bilmediğim bir şeyler söyler misin?

Niye?

Hahah.

Anneme sorun.

Nothing is what it seems!

No comments:

Post a Comment