Friday, 23 April 2010

Six in the city


"En büyük lüksüm, trendsetter oluşum."
Demiş atalarımız. Demiştir yani. Öyle tahmin ediyorum.
Bu güzel sözün bugüne kadar söylenmemiş olma ihitmali yok çünkü.

Ben bunu alçakgönüllülükle şu şekilde, naçizane yeniden yorumluyorum:
"En büyük lüksüm, trendsetter (arkadaşlara sahip) oluşum."

6 gay arkadaşım, her ayın ilk cuması o güne kadar hiç gitmemiş oldukları, ya da gitmiş ama uzun zamandır uğramamış olmaktan hüzün duydukları mekanlara gidip yemek yiyorlar. Sonra her birden fazla Türk'ün olduğu yerde olması beklendiği gibi, bir tanesi arıza çıkartıyor. Ya yemekleri beğenmiyor, ya gidilen yeri... Akdenizli ruhu taşıyan caanım trendsetter arkadaşım da huysuzu gruptan atıyor. Adı konmuş bi kere; "6 in the City". 6'ya yuvarlanmalı, 5'te kalınmamalı.

Böylece 5 gay + 1 straight = 6 in the City, şehirde esmeye devam ediyor.

+ 1'in ezik temasının yok oluşunun temelleri benimle atıldı.
"En cool +1" olarak gittiğim akşam yemeği pek bir keyifliydi.

No comments:

Post a Comment